ABD‘de açıklanan istihdam raporu, ekonomik aktivitenin beklenenden daha hızlı yavaşlayabileceği endişesini artırarak, ülkenin resesyona girebileceği beklentilerini güçlendirdi ve fiyatların düşmesine yol açtı. Ancak, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) piyasaları rahatlatmak amacıyla acil bir toplantı yaparak faiz indirimi yapabileceği ihtimalinin gündeme gelmesi, petrol fiyatlarının daha da gerilemesini destekledi.
Bu gelişmelerle brent petrolün varil fiyatı, 74,93 dolara kadar düşerek 3 Ocak’tan bu yana en düşük seviyesine ulaştı. Öte yandan, ABD’de işsizlik maaşı başvurularında yaşanan azalma, resesyon endişelerini hafifletip petrol fiyatlarının daha fazla düşmesini engelledi.
Washington merkezli danışmanlık firması Rapidan Energy Group Başkanı Bob McNally, petrol fiyatlarının gelecekte yükselmesinin muhtemel olmadığını ancak bazı siyasi olayların fiyatları geçici olarak artırabileceğini belirtti. McNally, İran ile İsrail arasındaki gerilimlerin bölgesel çatışmaya dönüşmesi durumunda petrol fiyatlarının ciddi ama kısa süreli bir artış yaşayabileceğini söyledi.
Viyana Enerji Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Fereydoun Barkeshli ise, İran’da Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye yönelik suikastın, küresel piyasaları etkileyen önemli bir olay olduğunu belirtti. Barkeshli, olayın ardından brent petrol fiyatlarının kısa bir süreliğine arttığını ancak piyasa tepkilerinin misillemelere bağlı olacağını ifade etti.
Barkeshli, ayrıca Hürmüz Boğazı’nda gerilimin tırmanmasının büyük arz sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu. OPEC’in petrol fiyatlarını 80 ila 85 dolar aralığında tutmak istediğini ve bunun için üretimi sınırladığını belirten Barkeshli, bu durumun petrol piyasasında rekabeti artırabileceğini söyledi.
Uluslararası veri şirketi Primary Vision Network’ten Osama Rizvi de, petrol piyasalarının aşağı yönlü baskı altında kalmaya devam edeceğini ve jeopolitik riskler olmaksızın petrol fiyatlarının 2025 yılına kadar 70 doların altına inebileceğini öngördü. Rizvi, yatırımcıların bu süreçte dikkatli olması gerektiğini vurgulayarak, Çin’in petrol talebi, merkez bankası açıklamaları ve OPEC+ grubunun durumu gibi faktörlerin izlenmesi gerektiğini belirtti.
